Namazlardan sonra yapılan tesbihat, sünnet-i seniyyedir. Vakit namazını tek başımıza da kılsak, cemaatle de kılsak arkasından tesbihat yapmak sünnettir. Tesbihat, Allah'ı (C.C.) zikretmenin özüdür. Allah'ı (C.C.) zikretmek, bütün noksanlardan üstün tutmak ve şükretmek için yapılan tesbihatın çekirdeği otuz üçer defa söylenen "Sübhânallah", "Elhamdülillah" ve "Allâhu Ekber"dir. Bu kelimelerin namazın içinde de oluşu, ayrı bir önemlerinin olduğunu gösterir. Peygamber Efendimiz: "Bizim namazımız tesbih, tekbir ve Kur'an tilavetlerinden ibarettir. Onda dünya kelamı konuşulmaz," buyurmuştur.

Bir gün muhacir olan bir sahabe, Allah'ın Resulü'ne (S.A.V.) serzenişte bulunarak şöyle demiş: "Ya Resulallah! Mal sahipleri yüksek derecelere erişiyorlar. Bizimle beraber namaz kılıyorlar, oruç tutuyorlar; bizden ayrı bir de mallarıyla haccediyorlar, umre yapıyorlar, köle azat ediyorlar ve sadaka veriyorlar."

Resul-i Ekrem (A.S.V.) şöyle buyurmuştur: "Ben sizlere bir şey öğreteyim mi? Onun sayesinde sizi geçenlere yetişir, sizden sonrakileri de geçersiniz. Hem böylece, sizin yaptığınız gibi yapanlar dışında hiç kimse sizden daha faziletli olmaz."

Ashab-ı Kiram (R.A.): "Buyurunuz ya Resulallah, öğretiniz!" deyince Resul-i Ekrem Efendimiz (A.S.V.) şöyle buyurmuştur: "Her namazın ardından otuz üçer defa 'Sübhânallah', 'Elhamdülillah' ve 'Allâhu Ekber' dersiniz ve ardından 'Lâ ilâhe illallâhu vahdehû lâ şerîke leh. Lehü’l-mülkü ve lehü’l-hamdü ve hüve alâ külli şey’in kadîr' dersiniz. Deniz köpüğü kadar bile olsa günahlarınız bağışlanır."

Namaz bittikten sonra "Allâhümme entesselâmü veminkesselâm tebarekte yâ zel celâli vel ikrâm" denir ve "Ala Rasûlinâ salavât" denerek Peygamber Efendimize salavat getirilir.

"Sübhânallâhi vel hamdü lillâhi ve lâ ilâhe illellâhu vallâhu ekber ve lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâhil aliyyil azîm" denir. Bunun anlamı şudur:

Allah'ı bütün noksan sıfatlardan tenzih eder, kemal sıfatlarla muttasıf olduğunu kabul ederim. Bütün hamd ve şükürler Allah'ındır. Allah'tan başka hiçbir ilah yoktur. İhtiyaçları gideren ve zararları yok eden yalnız yüce ve güçlü olan Allah'tır.

Ardından Ayet-el Kürsi okunur. Daha sonra "ve hüvel aliyyul aziym" denir ve 33 defa "Sübhânallah" denir. Anlamı: Allah noksanlardan uzaktır, kemal sıfatlarla sıfatlanmıştır.

"Sübhanel bâgi daime nil hamdü lillâh" dendikten sonra 33 defa "Elhamdülillah" denir. Anlamı: Hamd ve şükür Allah'ındır.

"Rabbil âlemiyn Teâlâ şânuhu Allahu Ekber" denir ve 33 defa "Allâhu Ekber" denir. Anlamı: Allah en büyüktür.

"Lâ ilâhe illallâhu vahdehû lâ şerike leh. Lehu'l-mülkü ve lehu'l-hamdü ve hüve alâ külli şey'in kadîr." Anlamı: Allah-u Teâlâ'dan başka ilah yoktur. Tek ilah sadece O'dur, ortağı da yoktur. Bütün mülk O'na aittir. Bütün hamdü senalar O'nadır. Her şeye kadirdir.

"Allâhümmehşurna fi zumretis sâlihîn" denerek dua etmeye başlanır. Anlamı: Bizi mahşerde salihler topluluğu ile yargıla.

Dua ettikten sonra "El-Fâtiha" denir ve Fâtiha suresi okunarak tesbihat bitirilir.

Tesbihat, manevi huzuru artıran ve günlük hayatın stresinden uzaklaşmayı sağlayan önemli bir ibadettir. Tesbih çekmek, Allah’ın büyüklüğünü ve kudretini sürekli hatırlatarak, kişinin kalbinin temizlenmesine ve ruhunun arınmasına yardımcı olur. Ayrıca, tesbihatın düzenli olarak yapılması, Allah'a olan bağlılığı pekiştirir ve manevi bir disiplin sağlar.