Namaz kılmakla yükümlü olmayanlar kimlerdir?

İslam'ın temel ibadetlerinden namaz, belirli şartları taşıyan her Müslümana farz kılınmış olmakla birlikte, dinin kolaylaştırıcı prensipleri doğrultusunda bazı özel durumlarda bu yükümlülük geçici veya kalıcı olarak kaldırılmıştır. Ergenlik öncesi çocuklardan, geçici veya kalıcı akıl hastalığı bulunanlara, hayız ve nifas hallerindeki kadınlardan, şuur kaybı yaşayan bireylere kadar çeşitli grupların namazla ilişkisi fıkıh kuralları çerçevesinde düzenlenmiştir.

Konu kakkında 1 soru soruldu ve cevaplandı

Namaz Kılma Yükümlülüğü Olmayan Kişiler

İslam dininde namaz, ergenlik çağına ulaşmış, akıl sağlığı yerinde olan her Müslümana farz kılınmış temel bir ibadettir. Ancak İslam dini, insanın fizyolojik ve psikolojik durumunu göz önünde bulundurarak bazı özel hallerde kişileri namaz kılma yükümlülüğünden muaf tutmuştur. Bu muafiyetler geçici veya kalıcı olabilir. İşte İslami hükümlere göre namaz kılmakla yükümlü olmayanlar:

Henüz Ergenlik Çağına Girmemiş Çocuklar: İslam'da çocuklar büluğ (ergenlik) çağına kadar dini mükellefiyetlerden sorumlu değildir. Ancak, alışkanlık kazandırmak amacıyla yaklaşık 7 yaşından itibaren namaza teşvik edilirler, 10 yaşından itibaren ise hafifçe zorlanabilirler.
Akıl Hastalığı veya Sürekli Baygınlık Durumu Olanlar: Akıl sağlığı yerinde olmayan, sürekli baygın halde bulunan veya şuurunu kaybetmiş kişiler, iyileşinceye kadar namazla yükümlü değildir. Bu durumdaki kişiler iyileştiklerinde, geçmiş namazları kaza etmek zorunda da değillerdir.
Hayız (Adet) ve Nifas (Lohusalık) Hallerindeki Kadınlar: Adet gören veya lohusa olan kadınlar bu süre boyunca namaz kılmazlar ve oruç tutmazlar. Bu haller sona erdiğinde, namazları kaza etmezler, ancak tutamadıkları oruçları kaza ederler.
Geçici Akıl Kaybı veya Şuur Bulanıklığı Yaşayanlar: Uyku, bayılma, delilik, sarhoşluk veya anestezi gibi geçici sürelerle aklı veya şuuru yerinde olmayan kişiler, bu durumda namaz kılmakla yükümlü değildir. Şuur yerine geldiğinde, kaçırdıkları namazları kaza etmeleri gerekir.

Önemli Notlar:

Unutarak namaz kılmayan kişi, hatırladığı anda namazını kılar.
Yolcu olan kişiler (seferî) namazlarını kısaltarak kılarlar, yani tamamen muaf değillerdir, ancak bazı kolaylıklardan yararlanırlar.
Ciddi bir hastalık veya başka bir zorlayıcı durum (özür hali) namazın bazı rükünlerini yapmaya engel oluyorsa, kişi namazını imkanları ölçüsünde (oturarak, işaretle vb.) kılar, tamamen terk etmez. Ancak, namaz kılmanın hastalığı şiddetlendireceği veya hayati risk oluşturacağı tıbben sabit olursa, o vakit namaz ertelenebilir veya daha sonra kaza edilebilir. Bu konuda detaylı bilgi için bir ilim adamına danışmak gerekir.

Sonuç olarak, İslam dini kolaylık dinidir ve insanın gücünün yetmediği durumlarda onlara bir takım ruhsatlar ve muafiyetler tanımıştır. Yukarıda belirtilen durumlardaki kişiler, bu süreler boyunca namaz kılmakla yükümlü değildir. Ancak, bu durumların sona ermesiyle birlikte namaz ibadetine hemen başlamak ve bu ilahi emri yerine getirmek her Müslümanın üzerine farzdır.

Yeni Soru Sor / Yorum Yap